Coğrafyamız
Telâfer’in gözyaşları
Musul operasyonunun en önemli ayaklarından biri de Türkmen ilçesi Telâfer. IŞİD’in kontrolüne geçtiğinde Şii Türkmenlerin kaçtığı ilçede operasyon sonrası katliamdan korkuluyor. Telâfer’de savaşın başından beri yaşananlara, Telâferlilerin başına gelenlere ve giderek yaklaşan yeni bir Türkmen katliamı tehdidine yakından baktık.
Telâfer, Irak’ın en büyük ilçesi. Ninova vilayetine baÄŸlı. Musul kent merkezine 63 km mesafedeki ilçede nüfusun neredeyse tamamı Türkmen. Bu haliyle Iraklı Türkmenlerin en önemli merkezi konumunda. Ä°lçenin batısındaki Sincar bölgesinde Ezidiler yaşıyor. Sincar ve Telâfer dışında bölge nüfusunun büyük çoÄŸunluÄŸu Araplardan oluÅŸuyor.
Ä°lçenin nüfusu 2005’te Irak’ta bulunan ABD’li yetkililere göre 200 binin üzerindeydi. Bu nüfusun yaklaşık yüzde 75’ini Sünni Türkmenler, kalanını da Åžii Türkmenler oluÅŸturuyordu.
2003’teki ABD iÅŸgali ve sonrasında patlak veren mezhep çatışmaları Telâfer’i de büyük ölçüde etkiledi. 2005’ten bu yana çıkan çatışmalarda yaklaşık 4 bin Telâferli Türkmen hayatını kaybetti, binlercesi de göç etti. ÇoÄŸunlukla BaÄŸdat’taki Åžii hükümetin baskısı altında olan Sünnilerin terk ettiÄŸi ilçede Åžiiler ve Sünnilerin oranı neredeyse eÅŸitlendi.
Son olarak IŞİD, Haziran 2014’te ilçedeki Åžii mahallerine girip katliam yaptığında, bu mahallelerde yaÅŸayan Türkmenler güneydeki Kerbela ve Necef bölgelerine kaçtı. Ä°lçenin nüfusu böylece yarıya indi. Åžu an Telâfer’de 100 bin civarında Türkmen’in yaÅŸadığı tahmin ediliyor.
2003 sonrası mezhep çatışmaları ilçeyi önemli ölçüde etkilemiş olsa da bu tarihten öncesi de var.
Ezidi ve Kürt ayaklanmalarına karşı Osmanlı Üssü
Osmanlı Devleti döneminin sonlarına doÄŸru yani 1800’lerin sonunda Telâfer, Osmanlı’ya karşı ayaklanan Ezidileri ve Kürtleri kontrol etmek üzere askeri bir üs haline getirildi. Askeri Stratejiler ve Savunma Politikaları uzmanı Ahmed HaÅŸim’in “Irak’ta Ayaklanmalar” kitabına göre, Türkmenler de bu üste ayaklanmaları bastırmak üzere görev yaptı.
1920’de Osmanlı’nın dağılmasının ardından ilçe Irak’a baÄŸlandı. O dönem Ä°ngiltere’nin kontrolünde olan Irak’ta Türkmenler, Ä°ngilizlere karşı ayaklandı. Telâfer, bu ayaklanmanın da en önemi üssüydü.
Telâfer çevresinde Araplaştırma politikası
Saddam Hüseyin döneminde Baas Partisi’nin AraplaÅŸtırma politikasından bu bölge de etkilendi. 1970’lerde Baas Partisi destekçisi Araplar Telâfer çevresine yerleÅŸtirildi. Böylece Telâfer’in kuzeydeki Kürtlerle güneydeki Arapları coÄŸrafi olarak ayıran ilçe konumu güçlendi. Bu durum, 2012’de Irak Parlamentosu’ndaki Türkmen vekillerin yazdığı raporda da belirtildi.
1997 yılında yapılan nüfus sayımına göre Telâfer’de 280 bin kiÅŸi yaşıyordu. O dönemde en büyük geçim kaynağı tarım ve Musul’la yapılan ticaretti. Ancak 2003’teki ABD iÅŸgali sonrası sulama kanallarının zarar görmesi, ticaret yollarının kapanması, ilçedeki 10 bine yakın dükkânın dörtte üçünün kapanması sonucu ilçenin gelirleri önemli oranda düştü.
Saddam döneminde Sünni Türkmenlerin gücü
Telâfer’deki Türkmen aÅŸiretlerinin önemli bir kısmı Sünnilerden oluÅŸuyordu. 2003’teki Amerikan iÅŸgaline kadar ilçede bu aÅŸiretler söz sahibiydi çünkü Åžiilere yönelik büyük bir baskı kuran Saddam Hüseyin tarafından destekleniyorlardı.
Irak ve Suriye’deki Türkmen yoÄŸunluklu bölgeler üzerine çalışan 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü’nün araÅŸtırmalarına göre bu dönemde ilçedeki polis ve diÄŸer güvenlik güçlerinin neredeyse tamamı Sünni aÅŸiretlerin üyelerinden oluÅŸuyordu. Belediyede ve devlet kurumlarında da yine Sünni Türkmenler çalışıyordu. Irak Ordusu’ndan emekli olmuÅŸ yaklaşık 20 bin Sünni Türkmen için Telâfer’in kuzeyinde Saddam Hüseyin tarafından modern bir mahalle kurulmuÅŸtu.
ABD iÅŸgaline karşı ayaklanmalar ve ABD’nin operasyonları
ABD iÅŸgali ve Saddam Hüseyin’in devrilmesinin ardından, Sünnilerin üstünlüğü elinde tuttuÄŸu bu durum deÄŸiÅŸti.
ABD ordusuna ve iÅŸgal sonrası bölgeye gelen PeÅŸmerge güçlerine karşı ayaklanmalar baÅŸladı. Bu ayaklanmalar sırasında Sünni ve Åžii aÅŸiretler farklı güçlerle iÅŸbirlikleri yaptı. 2005 sonrası, ülke genelinde yayılan mezhep çatışmaları Telâfer’de de bu iÅŸbirlikleri üzerinden etkisini gösterdi.
Barzani’ye baÄŸlı peÅŸmerge birliklerinin ilçeyi kuÅŸatacağı korkusuyla ayaklanmalar baÅŸladığında, bazı Åžii Türkmenler buna karşı Talabani liderliÄŸindeki KYB ile iÅŸbirliÄŸine gitti. Önemli bir kısmı da Åžii lider Sadr’a baÄŸlı Åžii milislerle iÅŸbirliÄŸine gitti.
Ancak asıl ayaklanan grup güçleri ellerinden alınan Sünni Türkmenler oldu. ABD’nin yürüttüğü ‘Baasçıların temizlenmesi’ politikası, Telâfer’de de Sünni aÅŸiretlere yönelik aÅŸağılayıcı tutuklamalar ve arama operasyonları ÅŸeklinde kendisini gösterdi. Buna karşılık Sünni Türkmenlerin bir kısmı Baas döneminden baÄŸlantı içinde oldukları gruplarla ve iÅŸgal sonrası bölgede etkileri artan güçlerle iÅŸbirliÄŸi yaparak silahlandı.
Ä°ÅŸbirliÄŸi yaptıkları bu güçlerin arasında El Kaide, Felluce’den gelen ‘Yerel Sünni Birlikler’ adı altındaki milisler, Ensar El Ä°slam da vardı. Bu geliÅŸmeler karşısında ABD ordusu, ‘terörle mücadele’ adı altında 2004-2006 arası Telâfer’de altı operasyon (Eylül 2004, Mayıs 2005, Haziran 2005, Eylül 2005, Ekim 2005 ve Nisan 2006) yürüttü. Bu operasyonlar sırasında Telâferli Sünnilerden oluÅŸan yaklaşık 10 bin kiÅŸilik ‘Cemaat Grubu’ adı verilen silahlı grup gerilla savaşı yürüttü. Cemaat Grubu daha sonra Irak Ä°slam Devleti’ne baÄŸlandı.
Operasyonlar hakkında detaylı bilgileri haberleÅŸtiren Long War Journal’ın verilerine göre bu operasyonlar sırasında 4 binden fazla Sünni Türkmen hayatını kaybetti. 4385 aile ilçeyi terk etti. Aile yapısı göz önüne alındığında bu yaklaşık 30 bin kiÅŸi anlamına geliyor.
Operasyonları bölgedeki kaynakları aracılığıyla yakından takip eden Michican Üniversitesi Modern Ortadoğu ve Güney Asya Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Juan Cole, o dönem yaşananları şöyle özetliyor:
“Durum aslında, Åžii Türkmenlerin ve Kürtlerin Amerikan desteÄŸinde Sünni Türkmenlere karşı yürüttüğü bir operasyondan ibaret.”
2007 başında yaklaşık 70 bin kişi Telâferi terk etmişti. Üç yıl boyunca aralıklarla süren hava bombardımanları, top ve tank ateşlerinin sonrasında ilçenin kuzeyine peşmerge güçleri yerleşti.
Operasyonlar bittiÄŸinde Sünni ve Åžii Türkmenlerin oranı neredeyse eÅŸitlenmiÅŸti. Åžii Türkmen aÅŸiretler de silahlanmıştı. Telâfer’de iÅŸgal sonrası oluÅŸturulan polis gücü, Tahran’a baÄŸlı militan Åžii milis güçlerin uzantısıydı. Ä°lçedeki devlet dairelerinde ve belediyede çalışanlar da artık büyük oranda Åžii aÅŸiret üyelerinden oluÅŸuyordu.
2009 yerel seçimleri
31 Ocak 2009’da yapılan yerel seçimlerde en güçlü siyasi partiler Sünnilerin oy verdiÄŸi Irak Türkmen Cephesi, Ä°slam Partisi ile Åžiilerin oy verdiÄŸi Irak Ä°slami Yüksek Konseyi, Sadr Hareketi, Irak Dava Partisi’ydi. KDP’nin de ilçede büroları vardı ancak seçimde sadece 117 oy alabildi.
İlçede bulunan 90 bin seçmenden sadece 40 bininin oy kullandığı seçimlerde Irak Türkmen Cephesi en fazla oyu almıştı.
2005-2008 arası ilçenin belediye baÅŸkanlığını, BaÄŸdatlı ve yeni hükümete çok yakın bir isim yaptı: Sünni bir Arap olan General Necim Abdullah El Cuburi. Cuburi, bugün de Irak Ordusu’nun Musul Operasyonu’ndan sorumlu komutanı.
IŞİD öncesi Telafer
2009’da yerel seçim yapılırken ilçede mezhep çatışmaları devam ediyordu. 2005’ten 2012’ye kadar olan dönemde Telâfer’de çıkan çatışmalarda ve saldırılarda yüzlerce kiÅŸi hayatını kaybetti.
Sünni ve Åžii aÅŸiretler arasında ilk çatışma Mayıs 2005’te yaÅŸandı. Ekim 2006’da ise ilçede ilk kez bomba patladı. 10 sivil, dört de Irak askeri hayatını kaybetti. Bundan sadece bir ay sonra patlayan bir baÅŸka bomba da 22 kiÅŸinin ölümüne yol açtı.
Åžubat 2007’de de ilk kez bir kontrol noktasında patlama oldu. Ardından saldırılar ve patlamalar sıklaÅŸtı. Bunların en büyüğü de 27 Mart’ta Åžii mahallesindeki Pazar yerinde yaÅŸanan patlama oldu. Irak polisi 152 kiÅŸinin hayatını kaybettiÄŸini duyurdu. Bunun ardından Åžii polis güçleri Sünni mahallelerindeki baskıyı artırdı. Öyle ki; Reuters’a göre ‘El Kaide baÄŸlantılı olduÄŸu söylenen mahallelere düzenlenen operasyonlarda’ 50’nin üzerinde Sünni erkek öldürüldü. Bu olayların ardından 2007 sonuna kadar ilçede tam 16 kez bombalı veya silahlı saldırı düzenlendi. 2012’ye kadar saldırılar sıklığı azalarak da olsa devam etti.
14 Mayıs 2010’da Irak Ä°slam Devleti Telâfer’deki Åžiilere yönelik bir açıklama yayınlayarak “Bugünlerde başınıza gelenler yaÄŸmurun sadece atıştırması. Kandan sırılsıklam olacağınız karanlık günler geliyor” dedi. Bu açıklamanın ardından Åžii aÅŸiretlerin Sünnilere yönelik baskısı daha arttı.
Haziran 2014’te IŞİD ilçeye girdi
IŞİD, Musul’u ele geçirdikten birkaç gün sonra, 15 Haziran 2014’te Telâfer’e girdi. Bu dönemde nüfusu yaklaşık 250 bin kiÅŸi olduÄŸu tahmin edilen ilçenin yarısını da Åžii Türkmenler oluÅŸturuyordu. IŞİD ilk olarak Åžii mahallelere girdi. Kadınları kaçırdı, erkekleri öldürdü. On binlerce Åžii Türkmen de yine Åžii Arapların çoÄŸunlukta olduÄŸu Necef ve Kerbela gibi bölgelere kaçtı. Ä°lçenin nüfusu 125 bine kadar indi.
Daha önce KDP PeÅŸmerge’sine karşı ayaklanan Telâfer’deki Türkmenleri korumak için, Irak Türkmen Cephesi Lideri ErÅŸad Salihi devreye girdi. 2014 Haziran’ında Irak Hükümeti, Türkmen aÅŸiretler ve PeÅŸmerge arasında IŞİD’in kuÅŸattığı Telâfer’in kurtulması için görüşmeler yapıldı. PeÅŸmerge, ilçedeki Türkmen aÅŸiretlerin silahlarını bırakmasını karşılığında IŞİD’e yönelik operasyon düzenleyebileceÄŸini söyledi. Türkmenler ise bunu reddetti. PeÅŸmerge’nin Telâfer çevresinde IŞİD’le savaÅŸmasını, ilçenin merkezinde güvenliÄŸin kendileri tarafından saÄŸlanmasını talep etti. Görüşmelerde uzlaÅŸmaya varılamadı.
Ä°lçede kalan Sünni Türkmenlerin bir kısmı evlerini terk etmek istemedi ve IŞİD baskısına boyun eÄŸdi. Cemaat Grubu’yla geçmiÅŸten beri Åžii milislerin baskısına karşı iÅŸbirliÄŸi yapan bazı milisler kendi talepleriyle IŞİD’le iÅŸbirliÄŸi yaptı. Bazı aÅŸiretler ise IŞİD’in mahallelerine girmesine izin vermedi ve çatışmalar yaÅŸandı. 2014 yazı boyunca onlarca kiÅŸi bu çatışmalarda hayatını kaybetti.
Bu sırada ilçeden kaçan bazı Sünni Türkmenler Erbil’e gitti. Erbil’de Al Jazeera’ye yaÅŸananları anlatan ancak aileleri hâlâ Telâfer’de olduÄŸu için isimlerinin yazılmasını istemeyen Sünni Türkmenler, ilçede IŞİD’le iÅŸbirliÄŸi yapan bazı aileler olduÄŸunu, IŞİD’in kaçırdığı Ezidi kadınlardan bir kısmının bu aileler tarafından alıkonulduÄŸunu söyledi.
‘Ä°ntikam’ sesleri endiÅŸeleri artırıyor
Ezidi kadınların Telâfer’de IŞİD’le iÅŸbirliÄŸi yapan Sünni ailelerin elinde olduÄŸuna dair iddialar, Ezidilerden de geliyor. Bu da, Ezidilerin kendileriyle iÅŸbirliÄŸi yapan bölgede konuÅŸlu PKK unsurlarıyla birlikte ‘intikam alacağı’ endiÅŸesini ortaya çıkarıyor.
Sincar aynı yılın AÄŸustos ayında IŞİD’in eline geçtiÄŸinde Duhok’a kaçan Ezidi aÅŸiret liderlerinden Ä°smail Hamad, Al Jazeera’ye, Musul operasyonu sonrası planlarıyla ilgili bilgi verirken ilçedeki tüm Sünni Türkmenleri IŞİD’le iÅŸbirliÄŸi yapmakla suçladı, ‘katil’ kelimesini kullandı. Ezidilerin PKK ile iÅŸbirliÄŸi yapacağını, Sincar’da IŞİD’in elinde kalan köyleri temizledikten sonra Türkmenlere yönelik planları olduÄŸunu da söyledi:
“Telâfer’de kalan aÅŸiretler silahlı, hep birlikte ayaÄŸa kalksalar orası IŞİD’den temizlenir. IŞİD’le iÅŸbirliÄŸi yapıyorlar. Åžimdi biz oradayız, HaÅŸdi Şâbi [Tahran’ın eÄŸitip silahlandırdığı Åžii milisler] de o bölgeye yakın konuÅŸlanıyor. Birlikte Telâfer’e gireceÄŸiz. Oradaki her katilin verilecek hesabı var.”
Asıl korku Şii milislerin ilçeye girmesi
Ezidiler ve PKK’nın yanında asıl endiÅŸe ise, Åžii milislerin Telâfer’e girmesi. Telâfer’in son on beÅŸ yıllık tarihi göz önüne alındığında bölgede yeni bir Türkmen katliamı yapılmasından endiÅŸe duyan Ankara, bu kaygılarını hem Washington hem de BaÄŸdat yönetimine bildirdi. Musul kent merkezine Irak ordusunun gireceÄŸi, Åžii milislerin desteklenmeyeceÄŸi konusunda anlaÅŸma saÄŸlandı ancak Telâfer’le ilgili verilen yanıtlar ‘hassasiyetiniz anlıyoruz’ sözleriyle kısıtlı kaldı.
Operasyonun baÅŸladığı hafta BaÄŸdat’a giden Türk DışiÅŸleri Bakanlığı MüsteÅŸarı Ãœmit Yalçın baÅŸkanlığındaki heyet, görüştükleri Iraklı yetkililere bu hassasiyetlerini bildirdi. Görüşmeyi takip eden kaynakların Al Jazeera’ye verdiÄŸi bilgiye göre Iraklı diplomat ve istihbarat görevlilerinden oluÅŸan yetkililer, Ankara’ya “hassasiyetleriniz anlıyoruz, dikkatli olacağız” yanıtı verdi.
Ä°nsan hakları grupları da Ä°ran yanlısı Åžii milis grubu HaÅŸdi Şâbi’nin operasyona dahil olmasının mezhepsel ÅŸiddete yol açabileceÄŸi konusunda uyarılarda bulunuyor. Çünkü HaÅŸdi Şâbi milisleri Sünnilerin çoÄŸunlukta olduÄŸu Anbar vilayetinde IŞİD’den temizlenen bölgelere de önceden planlanmadığı halde girmiÅŸ ve Sünnilere yönelik katliamlar yapmıştı. Bu katliamlar cezasız kaldı.
Salı günü rapor yayımlayan Uluslararası Af Örgütü, Şii milislerin IŞİD kontrolündeki bölgelerden kaçan sivillere yönelik savaş suçlarına varan ciddi insan hakları ihlâllerinde bulunduğunu belirtmişti.
Tahran etkisindeki Bağdat yönetimi ve Haşdi Şâbi ise bazı ihlâller olsa da bunların yaygın ve sistematik olmadığını iddia ediyor.
Şii milislerden Telâfer açıklaması
Türk dışiÅŸleri yetkililerinin BaÄŸdat’ta yaptığı görüşmeden bir gün sonra HaÅŸdi Şâbi grubundan bir açıklama geldi.
Åžii milislerden oluÅŸan HaÅŸdi Şâbi (Halk Toplulukları) güçleri, Musul’un 55 kilometre batısındaki Telâfer’e doÄŸru ilerlemeyi planlayan Irak ordusuna destek verebileceklerini internet sitesinde yaptıkları yazılı açıklamayla duyurdu:
"HaÅŸdi Şâbi, güvenlik güçlerini Batı cephesinde iki hattan destekleyecek. Ä°lki Telafer olacak, ikinci ise Musul’un merkezine giden güçleri…”
Bu açıklamanın ardından Telâfer’e girmeyi planlayan HaÅŸdi Şâbi güçlerinin komutanlığını yapan Kasım Muhammed Åžerif, Al Jazeera’ye konuÅŸtu. Åžerif, çoÄŸunluÄŸu kendi aÅŸiretinden olan yaklaşık 300 kiÅŸilik bir gücün komutanı olduÄŸunu söyledi:
“Irak ordusuyla birlikte hareket edeceÄŸiz. Emrimde yaklaşık 300 kiÅŸilik bir güç var, Irak ordusunun ardından bu güçlerle Telâfer’e gireceÄŸiz. Kuzeyde zaten PeÅŸmerge birlikleri de var. Bu bölgelere gitmek istemeyen sivillerin kaçışı için ilçenin güneyi açık olacak. Ä°lçede kalanlar sivillerin güvenliÄŸini de biz saÄŸlayacağız.”
Åžerif’in sözünü ettiÄŸi Telâfer’in güneyindeki bölge de IŞİD kontrolünde.
‘HaÅŸdi Vatani’nin buraya girmesi mümkün deÄŸil’
Türkiye’nin, 2015 yılının başından bu yana Musul yakınlarındaki BaÅŸika kampında eÄŸittiÄŸi Musullu Sünni güçlerden oluÅŸan HaÅŸdi Vatani’nin, yeni adıyla Ninova Muhafızları’nın askeri sözcüsü Haysem El Enizi, Al Jazeera’ye verdiÄŸi röportajda, HaÅŸdi Şâbi’nin Telâfer’e girmesi ihtimali hakkında konuÅŸmuÅŸtu:
“HaÅŸdi Şâbi ise çoÄŸunluÄŸu Ä°ran’da eÄŸitim almış, (Ä°ran Devrim Muhafızları Komutanı) Kasım Süleymani’nin adamlarıdır. Bir kanuna, düzene dayanmazlar. Irak Savunma Bakanlığı’na da baÄŸlı olmadıkları için eylemlerinin cezalandırılması da söz konusu olmuyor. Musul’a girmeleri çok büyük sorunlar doÄŸurur.En büyük sorun da Telâfer’de olacak. Buradaki HaÅŸdi Şâbi grupları Telâfer’den IŞİD geldiÄŸinde güneye kaçan Åžii aÅŸiretlerden oluÅŸuyor. Burada bu güçlerin varlığı, IŞİD’le iÅŸbirliÄŸi yaptığı gerekçesiyle Sünni Türkmenlere yönelik çok kötü sonuçlar doÄŸurabilir. HaÅŸdi Vatani’nin ise coÄŸrafi ve fiziki olarak buraya girmesi mümkün deÄŸil. Biz Musul’a ÅŸu an PeÅŸmerge’nin hâkim olduÄŸu kuzey ve doÄŸu bölgelerinden gireceÄŸiz.”
‘Åžii milisler intikam almak istiyor’
Erbil’de Al Jazeera’nin sorularını yanıtlayan eski Musul Valisi Esil Nuceyfi de Åžii milislerin Telâfer’e girmek istediÄŸini söylemiÅŸ; Ä°ran’ın bu yol üzerinden etkisini Suriye’ye taşımak istediÄŸini söyledi:
“Ä°ntikam sadece Åžii Türkmenlerden gelmeyecek, Ezidiler de intikam isteyecek. Sincar’da ÅŸu an Ezidiler PKK ile birlikte. Ä°ntikam için bir çok nedenleri var. Ä°lk baÅŸta Sünni Türkmenlerin DAEÅž’in asıl gücü olduÄŸunu ve kadınlarını bu Türkmenlerin kaçırdığını düşünüyor. PKK da bu Türkmenlerden intikam almak istiyor. Åžii milisler de Sünni akrabalarından intikam almak istiyor. Bunlar çok büyük sorunlar yaratacak. En iyi çözüm HaÅŸdi Şâbi’yi bunun dışında tutmak. Irak ordusundan ya da PeÅŸmerge’den baÅŸka birlikleri bölgeye göndermek… HaÅŸdi Şâbi, Telâfer’e girmek istiyor ama PKK ile birlikte girmeleri halinde sorun daha da büyüyecek. Çünkü buna PeÅŸmerge de karşı çıkacaktır.
Åžii milisler de Ä°ran’dan Telafer’e, Sincar’a oradan Suriye’ye giden yolları ellerinde tutmak istiyor. Bu koridor Ä°ran’ın talebi.”
Kaynak: Al Jazeera
Henüz yorum yapılmamış.